Amasra Timur Otel Nasıl? İşte İzlenimlerim
Eşim ve oğlum ile birlikte üç günlük tatili değerlendirmek adına bir şeyler yapalım diye düşünüp plan yaparken bir gece de Amasra’da konaklamak istedik. ETS Tur üzerinden bir gecelik rezervasyon yaptırdım. Amasra’ya giderken 1 yaşındaki oğlumuzu denizle tanıştırmak için Bartın’a 20 dakika kadar uzaklıktaki İnkum Plajına uğradık. Buradan çıkıp Amasra’daki Timur Otel’e vardığımızda saat 15:30’du. Otele yakın sahildeki yol kenarı otoparkta yer yoktu. Belediyeye ait otoparkta da maalesef yer yoktu.
Otelin kapısı önünden geçen kısa mesafeli tek araçlık yol girişi plastik dubalar ile kapatıldığı için eşyalarınızı indirmek için otel yakınlarında kısa süreli duraklayıp (şansınız yaver giderse) eşyalarınızı indirebilirsiniz.
Aracımı çalışır vaziyette bırakıp eşyaları hızlıca resepsiyon kenarına indirdim. Bu arada resepsiyonda bulunan 15 yaşlarındaki iki gence rezervasyonumun olduğunu söyleyip bilgilerimi ilettim. Bir yandan da eşim ve oğlum çalışır vaziyetteki araçta bekliyorlar.Bu arada otopark bulamadığımı ilettim. Otele ait bir otopark olmadığını (rezervasyon esnasında öğrenmiştim) söyledi. Anlaşmalı oldukları otoparkta da yoğunluk nedeniyle yer kalmadığını belirtti. Çocuklardan biri bilgilerimi görüntüleyemediğini söylerken adımı tekrar sordu.Rezer Bir problem olduğunu sezdim fakat aracımı bulunduğu yerden alıp otopark bulmam gerektiği için eşim ve oğlumu gönderiyorum diyerek resepsiyondan ayrıldım.
Aracımı bulunduğu yerden alıp otopark için Amasra merkezde 3 kez tur attım fakat (belediye, özel, değnekçi vs) otopark bulamadım. Otelden yaklaşık 900 metre uzaklıkta yol üzerine aracı bırakabilmiş otele doğru yürüyorken eşim arayıp otelin rezervasyonumuzu göremediği bu nedenle rezervasyon yaptırdığımız 3 kişilik oda tipinde odaları kalmadığını iletti. ETS Turu aramasını söyleyip yoluma devam ettim. Bu esnada resepsiyondaki gençlerden biri babası (otel sahibi olmalı) ile eşimi bu konuda görüştürmek istemiş. Eşim de duruma sinirlenerek ETS Turu arayacağını ifade etmiş. ETS turu ararken istemeye istemeye de olsa 1 oda boşaldı denilerek 4. katta suite bir oda vermişler.
Otele doğru yürürken denk geldiğim bir taksi durağındaki taksiciye arabayı bıraktığım yeri tarif edip ceza ya da çekilme durumunun yaşanıp yaşanmayacağı hakkında bilgi almak istedim. Çekmezler fakat cezai işlem uygulayabilirler dedi. Daha sonra yakınındaki 10-12 yaşlarındaki bir gence babanı arayıp 1 araçlık yer var mı diye sor dedi. Çocuk babasını aradı ve yer olduğunu söyledi. Çocuğun telefonunu aldıktan sonra aracı almak için geri döndüm. Araçla birlikte dönüp genci alarak babasının bulunduğu otoparka gittik. Etrafta ne otopark tabelası vardı ne de başka bir şey. Elim mahkum olunca yapacak bir şey yok diye aracı bıraktım. Görevliye ertesi gün aracı en erken hangi saatte alabileceğimi sordum çünkü oğlumuz küçük olunca eğer huzursuz olursa yola çıkma durumumuz söz konusu olabilirdi. Sabah geldiğinizde yoksam cep telefonundan ararsınız 5 dakikaya gelirim dedi. Otoparktan ayrılıp otele gittim.
Otele vardığımda kapının önünde eşimi ve ağlamaktan her tarafı salya sümük olan oğlumu gördüm. Otel kapısından girip resepsiyondakilere merhaba, kolay gelsin diye seslendim fakat kimse karşılık vermedi. Eşimi odaya gönderip eşyalarda birlikte ben de odaya çıktım.
Şimdi odadan detaylıca bahsedeyim. 4. Katta bulunan suite oda deniz manzaralı olup tek kişilik 3, çift kişilik ise 1 adet yatağa sahipti. Yataklardan 1 tanesinin başucunda boş pet bardak vardı. Aynı yerde zemin ıslaktı. Bunlara neden takılıyorsun diyecek olabilirsiniz. Aslında çok umursamamıştım fakat banyo / wc’ye girdiğimde;
- bitmiş (kutu dibinde az kaldığı için basıyorsunuz fakat gelmiyor) bir sıvı sabun,
- klozet üzerinde başkası tarafından kullanılan yine bitmeye yüz tutmuş ve yer yer ıslak olan bir kağıt havlu,
- içerisine a101 poşeti geçirilmiş bir çöp kovası,
- eski olduğu için iğrenç görünümlü duşakabin ve
- sıcak ya da soğuk olmayan fakat soğuğa daha yakın bir su sıcaklığı
vardı.
Fotoğrafları büyük olarak görmek için üzerlerine tıklayınız.
Otelin kapısından girerken başlayan hoşnutsuzluklar bu şekilde devam etti. Tüm bunlara rağmen Amasra’yı görmek güzeldi. Ertesi gün otel giriş katındaki restoran için ayrılmış yerde kahvaltı yaptık. Kahvaltıda hatırlayabildiğim kadarıyla yumurta, patates kızartması, peynir ve zeytin türevleri, salam, domates, salatalık ve çay vardı. Kahvaltı açık büfe şeklindeydi. Kahvaltı için özel bir beklendiğim olmadığı gibi fiyat performans olarak düşündüğümde yeterli bir kahvaltıydı.
Eşim ve oğlumu restoranda bırakıp aracı almaya gittim fakat görevli yoktu. Dediği gibi cepten arayarak ulaşmak istedim fakat telefonu kapalıydı. Oğlunu arayarak babasını göndermesini istedim. 5 dakika bekledikten sonra bir aile dah aracını almaya geldi. Ve kısa bir süre sonra bir başka araç sahibi daha geldi. Yaklaşık 30 dakika otopark görevlisini bekledik. Bu esnada aracını almak için gelen bir aileyle sohbet ederken Ankara’dan plaj için geldiklerini, kendileri gibi birçok Ankaralının bu şekilde 3 günlük tatili Amasra’da değerlendirdiğini bu nedenle 3 günlük bu tarz tatillerde Amasra’nın epey kalabalık olduğunu dile getirdi. Sonra gelen otopark görevlisinden anahtarlarımızı alarak ayrıldık. Otelden eşyaları alıp İstanbul’a dönüş için yola koyulduk.
Siz siz olun Amasra’ya (kış dönemini bilemiyorum tabi) yaz döneminde gidecekseniz sabahın erken saatlerinde varın ki otopark bulmak işkence olmasın.Ya da otopark hizmeti olan bir otelden rezervasyon yaptırınız. Otelin konumu dışında Timur Oteli kesinlikle önermem fakat ola ki bu otelden rezervasyon yaptırmışsanız gitmeden önce rezervasyon yaptırdığınızı oteli arayıp bildirin ki bizim çektiğimiz sıkıntıyı çekmeyin.
Amasra’ya gelince yüzme bilmediğim ve haliyle ilgilenmediğim için plaj tarafı beni çok cezbetmedi fakat ağlayan ağacın bulunduğu uç kısımdaki sokakları ve deniz manzarasını daha samimi ve güzel buldum.
Bu yazımda dile getirdiklerim oteli karalamak için yazılmamıştır. Sadece yaşadıklarımı dile getirdim…